PEYGAMBER, CAMİ VE İRŞAD-1

PEYGAMBER, CAMİ VE İRŞAD-1

1 Ekim-15 Ekim tarihleri arası Mevled-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl farklı bir tema ile halkımızı bilgilendirmeye gayret etmektedir. Bu yılki temayı “Peygamberimiz, Cami ve İrşad” olarak belirlemiştir. Biz de birkaç yazımızda bu konuyu gündemimize alacağız.

Peygamber Efendimiz (s.a.v)dini mübin’i İslam’ın son peygamberidir. İlahi vahyin peygamber olarak son temsilcisidir. İlahi davetin, tevhidin, hakikatin, istikametin, güzel ahlak ve erdemin peygamber olarak son ve en büyük tebliğcisidir. İslam onunla en son ve en mükemmel şeklini aldı. İslam’ın tüm ilkeleri onunla tamamlandı, cahili hayat onunla sone erdi, rahmet ve merhamet onunla hayat buldu ve İslam, kıyamete kadar insanlardan istenen bir din haline geldi. Peygamberimiz artık tüm insanlar için tartışılamaz bir modeldir, bir örnektir. Ona uyulduğu sürece Allah’ın emrine uyulmuş olur. Zira ona itaat, Allah’a itaattir. Ona itaat edildiği sürece Allah da itaat eden kulunu sevecek, doğru yola iletecek, rızasına, hoşnutluğuna erdirecek, merhamet edecek ve bağışlayacaktır. Ancak itaat gönülden, istekli, şuurlu ve bilinçli olmalıdır, sadece fiziki itaat yeterli değildir.Gönülden olmayıp, zahiren itaat, nifakı netice verir. Öyleyse itaat, Allah Rasulünü bilinçsiz bir şekilde taklit etmek ve ona benzemeye çalışmak değil, bilinçli bir şekilde, bilerek ve isteyerek onu örnek almak ve ona tabi olmak, öğretilerine teslim olmak demektir.

Allah Rasulü bir hadisinde şöyle buyurmuştur:“Ümmetimin hepsi cennete girecektir, yüz çevirenler müstena!” orada bulunanlar “Ey Allah’ın Rasulü, yüzçeviren kim?” diye sorunca, Hz. Peygamber, “Bana itaat eden cennete girer. Bana isyan eden yüz çevirmiş demektir.” Şeklinde cevap vermiştir. (Buharî, İtisam, 2).

Peygamberimiz imanıyla, ibadetiyle, ahlakıyla, erdemiyle, dünyaya duyurduğu mesajıyla tek rehberimiz, biricik örneğimiz, tartışmasız önderimiz, doğruya sevk eden kılavuzumuzdur, ümmet olarak imamımızdır. Kur’an bize peygamberimizin rehberliğini şöyle tarif ediyor:“Ey peygamber! Seni tanık, müjdeci, uyarıcı, izniyle Allah’a çağırıcı ve etrafını aydınlatan bir ışık olarak gönderdik.”(Ahzâb, 33/45-46)“Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak bütün insanlara gönderdik; fakat insanların çoğu bunu anlamıyorlar.” (Sebe, 34/28)“Biz Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”. (Enbiyâ, 21/107)“Gerçekten sizin için, Allah'ın lutfuna ve Ahiret gününe umut bağlayanlar ve Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Allah'ın Rasülü’nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab, 33/21)

Allah Rasulü (s.a.v) insanlara nasıl örnek oldu?Her peygamber gönderildiği ümmete örneklik, rehberlik, önderlik ve kılavuzluk yapmıştır. Aslında onların tüm hayatlarıeşsiz, özgün ve numune-i imtisaldir. Ancak biz Peygamber Efendimizin birkaç konudaki örnekliğinden bazı misaller vermekle yetineceğiz.

Allah Rasulü sarsılmaz, şüphe ve tereddüt barındırmaz imanıyla örnek oldu.Mekke ileri gelenlerinin bu davadan vazgeçmesi karşılığında yaptıkları tekliflere karşı; “Vallahi; Allah’ındinini tebliğden vazgeçmem için, güneşi sağ elime, ayı da sol elime koyacak olsalar, ben yine de bu davadan vazgeçmem!”diyerek imanında samimiyetiyle örnek oldu.

Habib-i Ekrem davetinde, tebliğ ve irşadında örnek oldu. Müşriklerin tüm alay ve ithamlarına, eziyet ve işkencelerine rağmen davetinden hiç geri adım atmadı. “Bu dini getirmekten kastın reislik ise sanaMekke reisliğini verelim ve seni en zenginimiz yapalım. Senden daha zenginiolmasın. Güzel bir kadınla evlenmek istiyorsan seni evlendirelim. Aklından birşikâyetin varsa seni tedavi ettirelim. Yeter ki sen bu dinden vazgeç, bizim dinimizedön” tekliflerini kesin bir dille reddetmiştir.

Kutlu Nebi, güvenilir olmada örnek oldu. Mekkeliler en kıymetli varlıklarını emanet olarak Ona veriyorlar, kendi aralarında hakem tayin ediyorlar ve ona “Emin” diyorlardı. O da hicret esnasında dahi onların emanetlerini korumuş ve sahiplerine teslim etmesi için Hz. Ali’yi Mekke’de bırakmıştır.

Rahmet Elçisi, affedici olmada örnek oldu. Gerek Bedir savaşında gerekse de Mekke’nin fethinde, düşmandan intikam alabilecek konumda iken en azılı düşmanlarını bile affetmişti.

Sevgili Peygamberimiz merhametli olmada örnek oldu. Hayatının en zor ve sıkıntılı anı alarak gördüğü Taif’te ağır tahriklere rağmen beddua etmemişti. Uhut’ta yara almasına ve en yakınlarını ve büyük sahabelerini şehit vermesine rağmen kin gütmemiştir.

Peygamberliğin son halkası olarak hoşgörülü olmada örnek oldu. Mescid-i Nebevi’de bevl eden kişiye yol göstererek, izah ederek, zina etmek için müsaade isteyen genci dinleyerek ve güzel öğütler verip ikna ederek, kendisini öldürmeye gelen kişiyi affederek müsamahanın en güzel örneklerini göstermiştir.

Muhammedu’l-Emin, sözünde durarak örnek oldu. Peygamberliğinden önce olduğu gibi peygamberlikten sonra da en güvenilir insan olarak tüm Arabistan’da nam saldı. Hudeybiye günü Ebu Cendel’i geri vermişti.

Eline geçeni infak ederek cömertlikte, karşısında titreyen bedeviyi teskin ederek alçak gönüllükte, evinde eşlerine yardım ederek çalışkanlıkta, kızım Fatıma dahi çalsa onun da elini keserdim diyerek dünyaya eşi olmayan bir adalet izahı yaparak adaletli olmada örnek oldu. Gece boyunca ayakta durarak ibadet etmede ve insanların iyiliklerine karşı vefakâr olmada örnek oldu… Devam edecek…