Yıldırım’dan “Kulluk ve Aile” Konferansı
Siyer-i Nebi çalışmalarıyla tanınan Siyer Vakfı’nın kurucusu Araştırmacı ve Yazar Muhammed Emin Yıldırım, Nizip'te Nizip İmam Hatipliler Derneği'nin ( NİLDER) öncülüğünde Nizip Belediyesinin katkılarıyla sivil toplum kuruluşlarının destekleri tarafından tertiplenen Kulluk Yılı programı kapsamında “Kulluk ve Aile” başlıklı konferans programında konuştu.
Nizip Kapalı Spor Salonunda düzenlenen programa Nizip Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, Nizip İlçe Müftüsü Selahattin Özçelik, STK başkanları, dernek gönüllüleri, davetliler büyük bir katılım gösterdi.
Sunuculuğunu İlahiyatçı Ali Köşker'in yaptığı konferans, ilahiler ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Akabinde ise kürsüye gelen NİLDER Başkanı Yaşar Yılmaz, bir açılış konuşması yaparak davetlileri selamladı.
Yaşar Yılmaz'ın ardından sahneye davet edilen
Siyer-i Nebi çalışmalarıyla tanınan Siyer Vakfı’nın kurucusu Araştırmacı ve Yazar Muhammed Emin Yıldırım, davetlilere selam ve muhabbetlerini arz ederek konuşmasına başladı. Günümüz dünyasında İslam’ın ve Müslümanların çetin sınavlar verdiğini belirten Yıldırım, kulluk bilincini daha iyi kavrayabilme, Allah'a (cc) layık bir kul olma hassasiyetine sahip olmalıyız. Adabınca, gereğince davranıp verilen nimetlerin şükrünü yerine getirmeli ve kul olma yolunda çaba sarf etmeliyiz.
Yıldırım, Toplumun en küçük sosyal birimi olan ailenin varlığı neredeyse ilk insanın yaratılışı kadar eskidir. İnsanı imtihan etmek üzere yaratan Allah onu yalnız bırakmamıştır. Çok kısa bir süre sonra da eşini yaratıp ilk aileyi oluşturmuştur. Yaratılan ilk insan uzun süre yalnız kalmamış neredeyse yaratılışının hemen ardından Allah’ın dilemesiyle kendini bir aile içinde bulmuştur. Âdem’in dünyaya inmeden daha Cennette iken eşinin olması ve birlikte imtihana tabi tutulmaları aile yaşamının önemine ve vazgeçilmezliğine işaret eder. İlk insanın yaratılışından beri var olan aile kurumu bazen şekil değiştirerek bazen genişleyip daralarak bazen de (bazı toplumlarda) yozlaştırılarak günümüze kadar devam etmiştir. Ancak aile hiçbir zaman ve toplumda aile tamamen yok sayılmamıştır. Aileyi korumak üzere farklı kültürlerde farklı önlemler alınmış, dinler ve hukuk sistemleri de aileyi korumak için düzenlemeler yapmış, yaptırımlar koymuştur. Aile hukuku hükümlerinin çok büyük bir oranı direk Kuran’a bağlıdır, açılımları da daha çok sünnetle sabitlenmiştir. Yani Kur’an ve sünnetle belirlenen noktaların tespitinde içtihada daha az yer bırakılmış, hükümler daha çok Kur’an ve sünnetle belirlenmiştir.
Program toplu fotoğraf ile son buldu.