İnsanlar Neden Mutsuz?
Son dönemlerde bu soruyu kendime çok sormaya başladım.
Gittiğim her yerde görüştüğüm tüm insanlar çok mutsuz.
Mutlu olana çok az rastladım. Nadiren de “Buna da şükürler olsun.” Diyebilen insanlar vardı aralarında. Ancak söylenişi pek de içten değildi.
Son birkaç yılda yaşananlardan mı bu mutsuzluk yoksa küresel bir buhran mı yaşanıyor dünyada anlamış değilim.
Son bir yıldır küresel bir salgının pençesindeyiz hepimiz. Haliyle birçok iş sektörünü fazlasıyla etkiledi.
Okullar, kırtasiyeler, kafeler, restoranlar vs. vs.
Salgının etkilediği işyerleri ve zincirleme olarak diğer iş sektörleri…
Ancak salgın, bir yıldır pençesine almış durumda hepimizi.
Ben ise bu mutsuzluk tablolarını birkaç yıldır seziyorum insanlarda. Birkaç yıldır karşılaştığım insanlarda görüyorum gergin ortamları. Halden memnuniyetsizliği…
Son birkaç yılda insanlar adeta yaşamaktan sıkılmış haldeler. Dokunsan bir volkan gibi patlayacak haldeler.
Birkaç yıldır kavgalar, tatsızlıklar, cinayetler, intiharlar arttı.
Ne oldu bu birkaç yılda?
Dünyada, ülkemizde ve çevremizde yaşanan olaylar mı desem buna?
Yoksa bireylerde oluşan tahammülsüzlük, şükürsüzlük ve kanaatsizlik mi?
Daha büyük felaketleri gördü dünyamız.
Daha büyük salgınlar; savaşlar, yangınlar, depremler…
Birinci Dünya Savaşı sonrasında tarihin en kötü işgallerini gördü bu millet.
Fransızı, İngilizi, Yunanı ve daha nice sırtlanı…
25 Aralık’ta kurtuluş mücadelesi yapan Gazi şehrimizin büyük neferleri sizce bolluk ve bereket içerisinde mi gerçekleştirmişti İstiklal mücadelesini?
Kurtuluş Savaşı yıllarında evlerinde huzurla ayaklarını uzatıp gelsin yiyeyim üzerimi örtsün yatayım mı dedi bu millet?
Daha da geriye gidelim.
Asrı Saadet dediğimiz bir dönem yaşadı İslam tarihimiz.
Asrı Saadet ki Rasulullah Efendimiz (sav)’in ve ashabının İslamiyet’i en güzel yaşadığı dönemdir.
Peki bu dönemde Peygamberimiz ve sahabe refah içerisinde mi yaşadı? İnanan az sayıda insana Mekke halkının yaptığı zulümler, işkenceler; uyguladıkları boykotlar bu zamanın da refah içerisinde olmadığını gösteriyor aslında.
Ya şimdi?..
5+1 odalı evlere sığmaz olduk.
Evlerimizdeki LCD ekran TV’lerimiz açıkken ellerimizdeki akıllı telefonlar ile sosyal medyada gezinen bizler mutsuz olmaya başladık.
Atalarımız, milletimiz daha büyük felaketlere, sıkıntılara karşı kanaat göstermişken bizler belki de felaketlerin zerresini bile yaşamamışken rahat koltuklarımızda halimizden şikayetçi olur olduk.
Peki sorayım yine…
Yaşadığımız felaketler mi bizi mutsuz eden?
Yoksa şükürsüzlüğümüz ve kanaatsizliğimiz mi?
Her birimiz soralım bu soruyu kendimize.
Bir Yudum Kahve | M. Salih ÜNAL