Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim tarihi tartışmalarını bitiren açıklama: Bu millet 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim tarihi tartışmalarını bitiren bir açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, bizim adeta yön verdiğimiz söylüyor. Ya ayıptır. Türkiye'de Erdoğan'ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir. Bu millet inşallah 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır. Bu tür kuru sıkı atanlara da prim vermeyecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremler sonrası yeniden başlayan seçim tarihi tartışmalarına da değindi.
Muhalefetin deprem sonrası hükümete olan eleştirilerine yanıt veren Erdoğan, "Kimi eksiklikler, aksaklıklar yaşanmıştır ama herkes şahittir ki var gücümüzle yardıma koştuk. Birilerinin insanlarımızla birlikte devletin de enkaz altında kalmasını ellerini ovuşturarak beklediğini biliyoruz. Acilen yapılması gereken tüm işler yapılınca bunlar da eski kimliklerine büründüler. Bu sirk cambazları, bu felaket tellalları bölgeye bugüne kadar ne kadar gittiler? Biz bölgeye iki kez gittik, arkadaşlarım zaten sürekli bölgede" ifadelerini kullandı.
Seçim tarihi tartışmalarına da değinen Erdoğan, "Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, bizim adeta yön verdiğimiz söylüyor. Ya ayıptır. Türkiye'de Erdoğan'ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir. Sen önce kendini düzelt. Bu millet inşallah 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır. Bu tür kuru sıkı atanlara da prim vermeyecektir. Birileri için oturduğu yerden atıp tutmak kolay" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Ülke olarak her ne kadar birileri kabul etmese de asrın felaketi diye nitelenen 7.7 ve 7.6 ve sonrasında gelen büyüklüğü 6.6'ya kadar çıkan 11 bin 400 sarsıntı yaşadık. Bölgede 62 ilçede ve 10 bin 190 köyde çok ciddi yıkımlara neden olan depremleri yaşamaya devam ediyoruz. Büyüklükleri 4'ün, 5'in, 6'nın üzerine çıkabilen deprem tedirginliği sürüyor. Sürecin normal olmadığını tüm bilim insanları söylüyor. Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır.
Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir. Bize düşen göre şudur; evvela deprem öncesi altyapısıyla, konutlarıyla, işyerleriyle güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Ardından ise en etkin acil yardım çalışmalarını yürütmek, yaraları sarmaktır. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek ilerleme kaydetmiştir.
Seliyle, heyelanıyla, yangınıyla, kuraklığıyla daha farklı afetlerle de yüzleştik. terörden sığınmacı akınına, siyasi ve sosyal kaos denemelerine ve darbe teşebbüslerine kadar diğer sınamaları da bunların üzerine eklememiz gerekiyor. 6 Şubat'ta 11 ilimizi vuran deprem fırtınası milletimize hepsinden büyük bir acıyı yaşattı. 500 km'lik çapa sahip 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Ağır kış şartlarının etkili olduğu günde karşı karşıya kaldık. Yıkılan altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar ve hava şartları bizi zorladı.
Son tespitlere göre yıkık, acil yıkılacak 203 bin 958 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98'i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Yıkık bina sayısı 31 binin üzerindedir. Ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerinin, dünyadaki çok önemli arama kurtarma ekiplerini topladık. 35 bin arama kurtarma görevlisine ulaşabildik. 271 bin kamu görevlisi, 15 bin iş makinesi, 78 uçak, 115 helikopter, 38 gemi görevlendirdik. Gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerin imdadına koştu.
İdeal bir arama kurtarma ekibi 80 kişiden oluşurken, en küçük birimde 20 kişiden oluşması gerekiyor. İdeal olarak 437 binaya, asgari 1750 binaya müdahale edebilecek kapasiteye ulaştık. Felaketin haberini alır almaz, şartları zorlayarak yapılacak her şeyi yapma gayreti içinde olduk. OHAL, mücbir sebep ilanlarını yaparak hukuki altyapıyı kurduk. Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, madencimizi, ormancımızı, din görevlimizi, savcımızı, gönüllülerimizi sahada ihtiyaç duyulacak herkesi seferber ettik. Bölgeye intikal eden 90 ülkeden ekipleri de devreye aldık.
Buna rağmen kimi eksiklikler, aksaklıklar yaşanmıştır. Herkes şahittir ki var gücümüzle ve en hızlı şekilde depremzedelerin yardımına koştuk. İlk andaki eksikler tamamlanıp arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanı ve kalıcı konutların inşasına kadar her şey yoluna girince bunlar da kimliklerine büründüler.
Birilerinin devletin ve hükümetin de yıkıntılar altında kalmasını ellerini ovuşturarak beklediğini biliyoruz. Bütün bu sirk cambazları bölgeye kaç kere gittiler. Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye 2 kez gittik, arkadaşlarımız sürekli bölgede, vekillerimiz bölgede telefon diplomasisiyle, valilerimizle, kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla bölgeyi tarıyoruz.
Siz birilerinin asker üzerinden, çeşitli kurumlarımız üzerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açmaya kalkmalarına bakmayın. Bölge halkının, devletin tüm unsurlarıyla harekete geçtiğini bizzat yaşayarak görüyor. Buradan bir kez daha depremin ilk anlarından itibaren sahada çalışan herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin yardım çağrısına destek veren dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Daha önce eşi ve benzerine rastlanmamış bu felaketin muhasebesini yapıyoruz. Sorulması gereken hesapları da adli, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur.
Enkaz kaldırma faaliyetlerine başladık. Geçici barınma alanlarını önce çadır, ardından konteynerlerle ağırlıklı olarak dayadık, döşedik ve vatandaşlarımızı taşımaya başladık. Şehir merkezlerinde ticaretin devamı için geçici ticari alan yapıyoruz. Deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin köy evinden oluşan 468 bin hane inşa etmeyi planlıyoruz.